Göre göre, bile bile ateşe atmak kendini. "Hazırsan yanmaya ver elini." dedim. " "Tutacaksan ellerimi yeniden alev alması içten değil ruhumun" demek yetmedi. Gitmeye çalışmak, kalamamak arasında geçen zamanda yutkunup durmak. Bu kadar açılmamalı ben gibiler. Fazla yüzmeyi bilmeyenler çok fazla dökmemeli içini, fazla sevmemeli. Kırıp dökmeden sevmeyi başaramaz bazıları. Susmayi unutalar mahkum olmalı en büyük kırgınlıklara. " çok acıdı." desende tahmin edemeyecek olmaları daha bir agritacak ruhunu. "Geçer." demek kolay olacak " geçir " demek aklında olmayanlara. Kendi haline bile birakmayacaklar. Acımak en kolay vicdan rahatlaması.
Her ne ile savasiyorsan yanında olduğunu düşündüklerin sırt çevirecek belli ki. İki yanından tutup göğüsüne bastırdıkların aldığın son yara olmayacak belki ama epey kanatacak içini. Sen yine düşüneceksin "Ben kanarken nasıl tebessüm edebiliyorsunuz. Ben hic bırakmamışken sizi sevmeyi, nasıl kaldirabildin o bıçağı?"
Eline gececekler; 2 satır haybeden kelam, bolca düş kırıklığı, ait olmadığın bir dünya ve ruhundaki son parça. Gidene, kalana, Susana, bağırana selam olsun. Hala sizi sevmekten başka çıkar yol bulamadım ya bu da benim lanetim olsun.