29 Eylül 2012 Cumartesi

Evet

Davranışın bir bilim dalı halinde incelenmesine şaşmamalı.
Pek anlamam bu tür şeylerden fakat bildiğim tek bir cümle var bu konu hakkında ' Insanoğlu her şeyi keyfine göre istediği yöne çekebilir.' Heybedeki haybeden örneklerden birini verelim.
Sen karşındaki için değişmeye ve değiştirmeye çalışırsın ya da onun için bişeyler yaparsın. Mesela gideceği yolda biraz eşlik edersin. Müteşekkir olmasını beklemediğin halde şöyle bir soru gelir ' Neden sonuna kadar yürümedin? '. Insan eline geçirdiği her hangi bir fırsatı sonuna kadar sömürüyor. Bir fikir ya da düşünce belki bunları kaldırabilir fakat insanın iyiliğini sömürdükçe geriye kötülük kalıyor.
Durup düşünmeden yahu bu adam şerefsiz de neden şerefsiz demiyoruz hiçbirimiz. Yakarız, yıkarız, 3 saniye sonra unuturuz. Balıkla dalga geçerken tüm evreni içinde insanlarla beraber yakarken hatırlamıyoruz dahi. Şimdi ben durup bunları düşünürken kimi eğleniyor, kimi benden daha fazla kızdığını düşünüyor belki de. Sorun şurada ben kızmıyorum insanlar beni fikirlerime onu yapıştırıyorlar. Fikirlerimin herhangi bir kılıfa ihtiyacı yok. Söylerim ve biter. İşte bu kadar basite indirgemişken ben insanların güllü dallı giydirmeleri sadece sinirlerimi bozuyor.

25 Eylül 2012 Salı

Hah işte tam da haybeden kelama gerek olan yerdeyiz. Kör dövüşü gibi fikirlerimize yumruklar savuruyoruz körü körüne. Alışılagelmiş dışına çıkabilmek için o kadar kıçımızı yırtmamıza rağmen hala aynıyız. Bir başkası ya da farklı bir insan olmak yerine kendimiz olmayı tercih edebilsek belki de çıkabileceğiz bu kısır döngünün içinden.
Farklı düşünebilmek güzel de bunları hayata geçirebilmek ne kadar mümkün?
Herkes özgürlükten bahseder. Özgür hissettiğini, olduğunu düşünür.
Belki de özgürlükle o kadar haşır neşirsin ki özgürlüğün kendisine tutsak kalmışsın. 'Özgür müyüm? Değil mi ?' diye düşünüp dururken birileri ilerlemiş sen kalmışsın olduğun yerde.

.

Uzun zaman geçmiş kendimin üzerinden. Beynelminel bir zaman diliminden ziyade üstümden yüzlerce ben geçmiş. Çok şeyler söylerken hiçler anlatmışım. Başka başka herkese yararı dokunabilirken bir kendine hayrı olmayan kimliğimi alıp çıkmışım evden.
Yürüdüğüm yollar yine  karardı. Kendi halt yemem aslına bakarsan. Beş kuruşa muhtaç ruhumun sürünmesi için kimseyi suçlayamam.
 En son ne zaman bir başıma yaptığım herhangi birşey yok. Hazır olan bohçamı atıp da kaçamadım hiç kendimden.
Yakın bir dost yıllar sonra gördüğünde ' Bir arpa boyu yol almamışsın.' dedi. Ben o sırada arpanın besin değerlerini düşünmüyor olsam belkide iyi gelirdi.Sorun da bu ya hiç konuya odaklanmamış ömrüm boyu. Mesela rast gele sevmişim. Vira bismillah terk etmişim.
Kolunu budağını gövdesini parça parça ettiğim yek hayatımı toparlamak yerine karşısına geçip homurdanmak en büyük bağımlılıklarımdan.
Hissiyatının kabardığı anlar içtiğin içki ya da öldürdüğün anılarından ibaretse uzak durmak en iyisi galiba.
Sevmemem gerek benim. Sevdiğinde yok eden bir tarafımın olmasını kabullenmem gerek. Alışamaz hiçbir insan durup durduk yere gidenlerden, susanlardan, çürüyenlerden. Çürüdüğümü hissetmeyi geçtim artık kendi kokumdan rahatsızım. Bu çürük kokusu dayanılacak gibi değil.