29 Kasım 2012 Perşembe

Haberin Yok

.
Fazlaca yoruluyorum aslında,
Seni severim diye korkarken yoruluyorum.
Seni kırmaktan korkarken sevmeyi unuturum diye düşünüyorum
Sana değer verdiğimde, senide paramparça etmekten korkuyorum.
Her şeyi konuşmak isterken bu kadar
Susmamın sebebi kendimden korkmam işte.
Kokunun sindiği şeylere el süremem mesela.
İçime işlerse diye.
Fazlaca bakamam güzel gözlerine.
Çok düşünemem seni.
Gülümsemen aklımda kalırsa
Kıskanırım her şeyden.
Hayatıma girersen eğer 
Fazla severim seni.
Zaman zaman uzaklaşırım yanından.
Çünkü yalnız kalmam gerekir.
Özlemek isterim seni.
Sesini duymak istemem bir süre.
Merhaba dediğinde hep aynı keyfi versin diye.
İçimde kalmıştı söyleyim dedim.

23 Kasım 2012 Cuma

..

Uzun zaman geçti. 17 yıl.
Oturabilir miyim karşına?
Koyarsın belki önüme de bir kadeh
Anlat dersin.
Nasılsın?
Büyüdüm.
Kocaman oldum şimdi.
Her yaramazlığımda sığındığım sırtına
Yetişebildiğimde anladım
Büyüdüğümü
Zamandan ziyade.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Kah Kah Keh Keh.

Bir gülümseyişin masumcası olmaz. Masumca olanlar en büyük kahkahalardandır. Hani böyle birisi rahatsız olacak diye düşünmeden atılanlar var ya. Kendini tutamazsında artık ne olacaksa olsun yeter ki o gülüş çıksın gitsin dediğin zamanlar. Hep onlar daha inandırıcı geldi. Bir doğrunun yanlışın egonun statünün olmadığı sohbetlere epeydir girmediğimden ötürüdür ki, bir an yabancı kaldım her şeye. Sahi ben umurumda olan duyguları nereye bırakmıştım. 

-Anneaaaa benim turuncu duygularım nerde?
+Eskidi onlar verdim ben.
-AMA SEVIYORDUM BEN ONLARI

Zaman hiç tanımadığım şekliyle aktığından beri hemen hemen her duyguya karşı verdiğim boşvermişlik katlanarak artmakta. Artık insan iyice zararsızlaştı bu sebepten fakat kendime verdiğim hasarı ileride karşılayamayacak kadar tükettiysem turuncu duygularımı nereye saklanacağımı bilemem. Sevdiğim ya da sevmediğim durumlar olarak 2 sınıfa ayıracak kadar düşünmüyorum duygular üzerine. Şimdilik günü kurtaralım yeter. 

Ama belli bir şey var bazı kahkahalar gerçekten güzeldir.

Yaz haybeden kelam defterine birbirinden alakasız 3-5 satır daha. 

4 Kasım 2012 Pazar

Sıkılgan.

Herhangi bir şeyin peşinde koşmayı bırakmak için beklediğim yaş sanırım 23-24 yaşmış. Fazlaca sıkılgan ruhumun kendi dengesizliğinden sıkılıp durulmasına birkaç aydır epeyce şaşırıyorum. Oradan oraya atlamak için herhangi bir sebep göremiyorum. Hiçbir durumun üstüne düşünmeyip, herhangi bir insana yönelmiyorum. Sanırım çok fazla söyledim bu cümleyi ki tamamen gerçek oldu; ' Ben sadece duruyorum.' Duruyorum sayın seyirciler zaman, hayat, iş, aşk, para her şey akıp giderken ben sadece olduğum yerde durabiliyorum. Standart halimden sıkıldığımda neler olacağını dahi düşünmüyorum. Bildiğin içimden gelmiyor. Şimdide varlığını sürdürmeye inatla devam etmeye çalışan 78 kilogram ağırlığındaki ( evet kilo verdim.) bedenimi ( özellikle göt kısmını ) yatağa taşıyıp orada da uykudan sıkılıp sıkılmadığımı düşünerek uyumaya çalışıciğim. İnsan uyurken sırf sıkıldığı için uyanabiliyormuş gençler yazın onuda sağ üst köşeye.